Diyarbakır’ın Çınar ilçesi ile Mardin’in Mazıdağı ilçesi arasındaki bölgede çıkan ve yerleşim yerlerine sıçrayan yangında ölen 14 kişiden Ubeydullah ve yeğeni Abdurrahman Buğdaycı’nın akrabaları Hatip Çelebioğlu, “Ubeydullah, alevlerin arasında kalan koyunları getirmeye çalıştı. Yeğeni Abdurrahman da amcasının tek başına olduğunu söyleyip, onu kurtarmaya gitti. Abdurrahman gitmeye çalışırken diğer kuzenleri onu zar zor tutmuş ve gitmesine engel olmaya çalışmış. Ama o kurtarmaya giderken amcasıyla birlikte yangın içerisinde kaldı ve vefat etti” ifadelerini kullandı.
TIKLAYIN – Mardin Mazıdağı ile Diyarbakır Çınar’daki yangında ölü sayısı 14’e yükseldi
Diyarbakır’ın Çınar ilçesi kırsal Köksalan Mahallesi’nde 20 Haziran gecesi çıkıp, rüzgarın da etkisiyle Mardin’in Mazıdağı ilçesi kırsal Yücebağ ile Yetkinler mahallelerine doğru ilerleyen ve yerleşim yerlerine de sıçrayan yangında; Şehmus Demir, Mazhar Demir, Taliha Demir, Nuri Demir, Rezan Yılmaz, Azad Yılmaz, Resul Yılmaz, Remzi Yılmaz, Abdurrahman Buğdaycı, Ubeydullah Buğdaycı, İsmail Yardımcı, Sinan Deviren, Kerime Erdenli (55) ve Fadıl Demir (57) yaşamını yitirdi, 78 kişi de hastaneye kaldırıldı. 3 kişinin tedavisi sürüyor. Yangında ayrıca 556 küçükbaş öldü, 250 yaralı hayvan da sahiplerinin rızasıyla Et ve Süt Kurumu’na kesime gönderildi. 120 hayvanın ise bölgedeki veterinerler tarafından tedavileri yapıldı. Diyarbakır’da 8 bin 100, Mardin’de ise 7 bin dönüm alanda zarara neden olan yangında, toplam 5 bin 450 dönüm ekili arazi de yandı.
“Kaçmalarını söyledim ama kaçamadılar”
Yangında Çınar ilçesine bağlı Köksalan köyünde alevlerin arasında kalarak hayatını kaybeden Ubeydullah ve Abdurrahman Buğdaycı’nın akrabası Hatip Çelebioğlu, alevlerin rüzgarla yön değiştirip kuzenlerinin olduğu tarafa yöneldiğini belirterek, “Yangında ölen çoban Ubeydullah ve Abdurrahman Buğdaycı’nın kuzenleriyim. Ben de çobanlık yapıyordum. Gece saat 22.00 sıralarında karşı mahalle olan Yazçiçeği köyünden rüzgardan dolayı öyle bir ses geliyordu ki sanki taş mı, toprak mı hiç belli değil. Aşırı derecede rüzgar vardı. Ben de halamın çocuklarını aradım ve ‘aşırı rüzgar var, ateşe dikkat edin’ dedim. Onlar da sıkıntı olmadığını söyledi. Gece saat 22.05 gibi elektrik kabloları birbirine değdi ve büyük bir ateş çıktı. Rüzgar yön değiştirdi ve çoban olan halamın çocuklarının olduğu alana doğru yöneldi. Ben de onları aradım ve rüzgarın ateşi onların oldukları tarafa doğru yönlendirdiğini söyleyip, kaçmalarını söyledim ama kaçamadılar” dedi.
“Keşke evlerimiz yansaydı ama canlarımız gitmeseydi”
Yangında Ubeydullah’ın koyunlarını kurtarmaya çalışırken, yeğeni Abdurrahman’ın da alevler arasında kalan amcası Ubeydullah’ı kurtarmak isterken hayatını kaybettiğini ifade eden Çelebioğlu, “Ubeydullah, alevlerin arasında kalan koyunları getirmeye çalıştı. Yeğeni Abdurrahman da amcasının tek başına olduğunu söyleyip, onu kurtarmaya gitti. Abdurrahman gitmeye çalışırken diğer kuzenleri onu zar zor tutmuş ve gitmesine engel olmaya çalışmış. Ama o kurtarmaya giderken amcasıyla birlikte yangın içerisinde kaldı ve vefat etti. Acımız çok büyük. Keşke evlerimiz yansaydı ama canlarımız gitmeseydi. Mal- mülkü boş verdik, canlarımızla uğraştık. Ne kadar canlı varsa hepsi gitti. Ekinimiz hepsi gitti. Diyeceğimiz hiçbir şey yok. Devlet büyüklerinden yardım bekliyoruz. Sadece yardım bekliyoruz” diye konuştu. (DHA)